Yürüyüşün faydalarını destekleyecek kanıtlar yıllardır yapılan çalışmalarla kanıtlanmış durumda. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda günlük olarak daha fazla adım atmanın daha az erken ölüm riski ile bağlantılı olduğunu ve bu adımların nereden geldiğinin bile önemli olmadığını göstermiştir. Tabii ki, her analiz biraz farklıdır ve hiçbir iki grup aynı değildir.
Bu nedenle, bilim adamları, yürümenin insanlar için ne kadar iyi olduğu ve aynı zamanda kimin ve ne kadar fayda sağlayacağını belirleme konusunda taze, artan keşifler yapmaya devam ediyor. Yapılan en güncel araştırmalardan birinde yaş ortalaması 45’in biraz üzerinde olan 2.000 kişilik bir grup, hayatlarını sürdürürken, uyanık oldukları saatlerde günlük adım sayılarını ve adım yoğunluğunu izleyen ivmeölçerler taktılar. Deney 2005’te başladı ve katılımcılar, orijinal grubun 72’sinin öldüğü 2018 yılına kadar düzenli aralıklarla takip edildi. Çalışmanın gözlemsel doğası, yürümenin deneydeki insanların sağlığını nasıl iyileştirdiği (veya etmediği) hakkında kesin sonuçlar çıkaramayacağımız anlamına gelse de, gruptaki aktivite seviyeleri ve sağlık sonuçları arasındaki bağlantıları belirleyebilir. En önemlisi, araştırmacılar burada, günde en az 7.000 adım atan bireylerin, deneyde ortalama 7.000’den az adım atanlara kıyasla, erken ölüm riskinin yaklaşık yüzde 50 ila 70 daha düşük olduğunu buldular.
Sonuç olarak kendi başına adım yoğunluğunun (atılan adımların hızını ölçmek de denebilir) ölüm oranı üzerinde hiçbir etkisi yoktu. Araştırmacılara göre, nüfustaki en az aktif insanlar arasında artan günlük adım hacmi, ölümlülüğe karşı en büyük korumayı sağlayabilir – ancak belirli bir noktadan sonra, en azından bu belirli sonuç üzerinde, ekstra adımların hiçbir yararlı etkisi olmadığı görülüyor. Araştırmacılar, çalışmalarında “Günde 10.000’den fazla adım atmak, ölüm riskinde daha fazla azalma ile ilişkili değildi” diye açıklıyor .
