Aslında pek bilinmese de hekimler kanunen hatalı tıbbi uygulamaları sebebiyle zorunlu mesleki sorumluluk sigortası yaptırmaları gerekiyor. Sigorta yaptırmayan hekimler çeşitli idari yaptırımlarla karşı karşıya kalabiliyorlar. Peki bu sigorta hangi tür durumlarda hekimleri koruyor ?

Hekimler tıbbi uygulama hatası yani malpraktis durumlarında zarara uğrayan hastalar tarafından açılan maddi ve manevi tazminat talepli davalarla karşı karşıya kalabiliyorlar. İşte bu tür bir durumda hekimin zorunlu mesleki sorumluluk sigorta şirketi devreye girerek hem açılan davaya katılmak suretiyle yargılama sürecinde hekimin yanında yer alıyor, hem de davanın hekim aleyhine neticelenmesi halinde sigorta poliçe limitleri dahilinde hekimin kusuru ile zarara uğrayan hastanın maddi ve manevi zararını tazmin ediyor.

Hastalar isterlerse tazminat taleplerini doğrudan hekimin zorunlu sigortasından talep etme hakkına da sahip. Bu noktada hekime düşen sorumluluk ise öncelikle zorunlu mesleki sorumluluk sigortasını yaptırmak ikinci olarak da böyle bir tazminat talebi ile karşılaştığında ilk önce sigorta şirketini durumdan haberdar etmek.

Sigorta şirketine yapılacak başvurudan hastanın bir netice alamaması öncesinde zorun dava şartı olan arabuluculuk müessesesine başvurması buradan da bir sonuç alınamaması halinde ise dava açması gerekiyor. Dava hekim ile birlikte sağlık kuruluşu ve sigorta şirketine birlikte açılabileceği gibi doğrudan tek başına sigorta şirketini dava etmek de mümkün.

Sigorta şirketi poliçe tarihinden geriye dönük 10 yıllık süreçteki tıbbi faaliyetler nedeniyle hekimin poliçe süresi içerisinde geçen tazminat talepleri bakımından sorumlu bulunmakta. Burada önemli olan nokta poliçelerin kesintiye uğratılmamış olması, yani hekimin poliçe süresi dolmadan herhangi bir boş döneme izin vermeksizin yeni poliçesini yaparak arada boşluk bırakmaması önem arz ediyor.