Ramazan ayına sayılı günler kala pek çok evde hazırlıklar başladı. Ramazanda oruç tutanların, öğün saatleri ve beslenme sıklığı azalacağı, tüketilen besin içeriklerinde farklılıklar olacağı ve düzenli kullanılan ilaçların saatleri değişeceği için sağlık konusunda daha dikkatli olması gerekiyor. Özellikle kronik hastalığı olanlar, olası bir sağlık sorununa karşın mutlaka bir doktora danışmalı.
Dr. Şinasi Can ve Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Suna Yapalı orucun faydalarının yanı sıra, bazı kurallara dikkat edilmediğinde şişkinlik, hazımsızlık ve reflü gibi sindirim sistemi şikayetlerinin artabileceği konusunda uyardı.
Uzmanlara göre, beslenme alışkanlıklarının değişmesiyle, reflüsü olmayan bireylerde reflü yakınmaları tetiklenebilir ve daha önceden reflü tanısı almış olan hastaların şikayetleri artış gösterebilir.
Uzun saatler aç ve susuz kaldıktan sonra iftarda büyük porsiyonlarla mideyi doldurmak reflü başta olmak üzere sindirim sistemi sorunlarına davetiye çıkarır. İftarda çorba, ana yemek ve salata tüketmek yeterli. Porsiyonlar büyük olmamalı. İftarı bir bardak su, zeytin ya da hurma veya çorbayla açtıktan sonra, ana yemeğe geçmeden önce yemeğe ara verilmeli. Ana yemeği takiben meyve ya da tatlı hemen tüketilmemeli. Sahurda, uzun süre aç kalınacağı endişesiyle aşırı yemekten kaçınılmalı.
Birçok kişi iftarda uzun süreli açlığın üzerine hızlı bir yemek yer. Sahurda, genellikle uykudan uyanıp hızlı bir sahur yapıp tekrar uyurlar. Oysa, hızlı yemek yenilmesi midede şişkinlik ve hazımsızlık hissine yol açar ve reflü yakınmalarını tetikler. Bu nedenle iftar ve sahur için yeterli zamanı ayırarak, iyi çiğneyerek yavaş bir şekilde yemek yenmeli.
Ramazan ayında reflüyü tetikleyen en önemli yanlış davranışlardan biri, iftardan hemen sonra uzanmak ya da sahurda yemek sonrası hemen yatmak. Bu hatalı davranış daha önceden reflüsü olmayan hastalarda reflü sorunu başlamasına yol açar. Ramazan ayında reflü şikayetleri, hekime başvuruların ana nedenlerinden. İftardan hemen sonra, uzanmamalı ve uyumadan önceki son üç saatte atıştırmalıklar tüketilmemeli. Sahurda, hafif besinler tüketerek bir süre evde dolaşmak, yatağın baş kısmını yükselterek yatmak, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçışını engeller ve reflüyü önler.
İftar ve sahurda tüketilen gıdaların içeriği oldukça önemli. Kızartmalar, yağlı ve baharatlı gıdalar, çikolata, çiğ soğan ve sarımsak, aşırı karbonhidrat içeriği olan şerbetli tatlılar reflüyü tetikleyeceği için uzak durulmalı. Yağlı yiyecekler, mide boşalımını yavaşlatır ve reflü oluşumunu kolaylaştırır. İftarda sebze yemeği, kuru baklagiller, haşlama ya da ızgara et tüketilebilir. Tatlı olarak iftar sonrası sütlü ve hafif tatlılar tüketilebilir. Sahurda, protein içeriği yüksek olan yumurta ve peynir gibi yiyeceklerin yanında tam tahıllı ekmek ve domates, salatalık ve zeytin eklenerek hafif bir kahvaltı yapılabilir. Simit, açma, poğaça, börek gibi karbonhidrat içeriği yüksek gıdalardan kaçınılmalı.
Vücudun su ihtiyacının karşılanması için günlük toplam 1.5-2 lt su tüketilmesine özen gösterilmeli. Ayrıca iftar ve sahurda yemek yerken mideyi su ile doldurmamalı, su tüketimi iftar ile sahur arasındaki süreçte sağlanmalı. Yeterli su içilmesi, mideden yemek borusuna kaçan asidin temizlenmesini sağladığı için reflü gelişimini önler.
Özellikle iftardan hemen sonra egzersiz yapılmamalı. Mide boşalımının sağlanması için yemekten en az iki saat geçtikten sonra egzersiz yapılmalı. Ağır egzersizlerden kaçınmalı, 30-45 dakikalık hafif orta tempolu yürüyüşler yapılmalı.
Pek çok kişi Ramazan ayında uzun süreli açlık ve kalori açığı ile kilo verirken, yanlış beslenme alışkanlıkları ve beslenme tercihleri kilo artışına da yol açabilir. Uzun süreli açlık sonrasında aşırı yemek, yağlı ve karbonhidrat içeriği yüksek gıdalar tüketmek, iftardan sonra atıştırmaya devam etmek metabolik dengeyi bozarak kilo artışına ve bel çevresinde yağlanmaya yol açar. Kilo artışı reflü yakınmalarını tetikler. Ramazan ayında sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizle kilo kontrolü sağlanması reflü dahil tüm sindirim sistemi sorunlarının tetiklenmesini önler.
Reflü hastalarının oruç tutup tutamayacağı, hastaya ve hastalığın şiddetine göre farklılık gösterir.
Bu nedenle, tanı konulmuş reflü hastaları oruç tutmadan önce hekimlerine mutlaka danışmalı.
Hafif reflü hastaları oruç tutabilir ve Ramazan ayı süresince ilaç kullanmaları gerekebilir.
İlaç almalarına, yaşam tarzı ve beslenme değişikliklerine rağmen reflü yakınmaları olan ve ağır reflü hastaları oruç tutmamalı.