Uyku ve Uzun Yaşama
Uyku ve Uzun Yaşama birbirine sıkı sıkıya bağlı kelimelerdir. Eğer hayatınız süreli şekilde yetersiz uyku ile geçecek olursa ömrünüzün kısaldığını biliniz. Çünkü müzmin uykusuzluk sağlık üzerinde sürekli olarak yıkıntı yapar. Uyku ise aklı ve vücudu gençleştirir. Yeteri kadar uyumamak insanda üzüntü yaratır. Bu üzüntüler hastalıklara karşı dayanıklılığı kırar ve sonuç olarak hayat kısalır.
Uyku Nedir?
Vücudun uyku yaratma mekanizması bugün henüz aydınlanmamıştır. 25 yüzyıl önce eski yunanlılar, beyinde yeteri kadar kan dolaşmadığı zaman uyku meydana geldiğini ileri sürmüşlerdi. Onlar uykunun bayılmak gibi olduğunu ve insanın bunun önüne geçemeyeceğini söylemişlerdi. Bugünkü açıklamalara göre uyku şu şekillerde tarif edilmektedir:
1– Uyku, vücudumuzda bulunan birçok kasların gündüzün devamlı şekilde kasılmalarıyla olan kimyasal maddelerin yarattığı yorgunluktan doğar.
İnsan vücudu tam bir dinlenme ister. Dinlenme anında vücut zararlı maddeleri dışarı atar. İnsan yeteri kadar uyuduktan sonra, yeni işler yapmaya hazırdır ve dinlenmiştir. Fakat bu uyku yeteri kadar değilse zararlı maddeleri dışarı atamadığından insan kendini yorgun hisseder.
2- İnsan beyni gündüz milyonlarca emir alır ve uyku işte bu emirlere karşı beynin otomatik bir reaksiyonundan başka bir şey değildir.
Eğer beynimiz üzerine gelen bu ritmik dalgalar, bu milyonlarca emir durdurulmazsa insanoğlu deli olur. İşte bu dalgalar ancak uyku ile durdurulabiliniyor.
Uyku ve Uzun Yaşama
Uykunun Devreleri
1– Uykunun birinci devresi, yatağa yattığımızda geçen ilk devredir. Bu devrede düşüncelerimiz tedricen azalır ve dünya ile olan ilgimizi keseriz. Bu devrede insan hafif bir ses veya ışıkla uyanır.
2– Uykunun İkinci devresi derin uykudur. Bu devrede rüya görülmez ve uyku ne kadar derin olursa olsun, hislerimizden tamamen ayrılmış değilizdir. Uyuyan insanın omuzları şiddetle sarsılır veya gözlerine ışık tutulursa derin uykudan uyanır. Bu devrede bazı anneler şiddetli gök gürültüsünden uyanmasalar bile çocuklarının hafif bir ağlamasından uyanıverirler.
3- Uykunun sonuncu devresi ise sabahın beş ve altı sıralarına rastlar. Bu devrede uyku hafiftir. Dış etkilerden ve hafif seslerden çabucak uyanıveririz.
Uykunun bu üç devresi arasında kesin bir sınır yoktur. Bazı insanlar birinci devrede çabuk uykuya dalar ve ikinci devre dediğimiz derin uykuya girerler. Bazıları ise rüyasız devreye yavaş yavaş girerler. Bir kısım insanlar ise hafif uyku dediğimiz son devreye çabuk girerler. Bazıları da bu üç devreyi düzenli geçirdikten sonra sabahları aynı saatte çalar saate lüzum olmadan uyanırlar.
Bu uyku devrelerini bilmek tedavi bakımından önemlidir.
Uyku Neden Önemlidir?
Uyku Neden Önemlidir, hayat hareketlidir ve hareket devam ederse dinlenme şarttır. İster sandalyede oturun ister çapa kazın, önemi yoktur. Fakat her işi yaparken kaslarda bir yorulma olur. Bazı insanlar diğerlerinden daha çabuk yorulurlar. Bazıları otomobilini 50 km. sürdükten sonra, arkalarının ağrıdığını hisseder, diğer bir kısım insanlar ise günde 500 km. araba sürer de yine bir şey olmazlar. Eğer uykunun neden önemli olduğunu bilip ona göre uyur, dinlenmesini bilirseniz, bu kaslardaki ağrılar hemen geçer. Yorgunluk, kanser, böbrek hastalığı, kalp hastalığı veya karaciğerin kötü çalışması gibi organik bir hastalık değildir. Hiçbir hastalığımız olmadığı halde yorgunsanız, neşeniz, doğru düşünüş kabiliyetiniz kalmaz ve kendinizi iyi hissetmezsiniz. Saatler geçer, konuşma ve dikkat azalır.
Hemen hepimizin uykusuz geçen gecelerimiz olmuştur ve ertesi gün kendimizi nasıl hissettiğimizi pekâlâ hatırlarız. İşte bu yorgunluğun nedeni ve bir numaralı düşmanı, yetersiz uykudur. Uykusuz kalan bir insan, birtakım sesler duyduğu gibi yorgunluk da duyar ve normal olan heyecanları bozulur. Uyku ile heyecan ve kendimizi iyi hissetme arasında sıkı bir bağlılık vardır. Yeteri kadar uyuduğumuzun ertesi günü daha iyi iş görür ve günlük üzüntülerimize daha iyi karşı koyabiliriz. Hemen hepimizin çok karşılaştığı üzüntü bir heyecan bozukluğudur. Üzüntünün belirli bir nedeni yoktur ve insanda korku yaratır üzüntü. Konuyu özetlersek:
1- Uyku heyecan ve gerginliklerimizi giderir,
2- Heyecanlarımızın düzelmesiyle üzüntülerimiz kaybolur,
3- Uyku ertesi günkü ruhi melekelerimizi kuvvetlendirir.