Kendinizi hiçbir şey yapmadığınız halde yorgun hissediyorsanız bu durum beslenme hatalarınızdan kaynaklı olabilir.
Günlük yaşantınızda enerjinizi düşüren ve mutsuz hissetmenize yol açan yorgunluğun altında, eğer kronik bir hastalık yatmıyorsa, beslenme ve yaşam biçiminizi gözden geçirmelisiniz.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Sungur, sağlıksız yaşam tarzı kadar yanlış beslenme alışkanlıklarının da vücutta yorgunluğa yol açabildiğine dikkat çekti.
Karbonhidratlar vücudumuzda hızla enerjiye dönüştürülen ilk besin ögeleri. Karbohidratlar basit (rafine) ve kompleks olarak ikiye ayrılır. Sağlıklı beslenmede posa oranı yüksek, kan şekerinde daha sağlıklı iniş çıkışı sağlayan kompleks karbonhidratları tercih etmek gerekir.
Unlu yiyecekler, hamur işleri, şerbetli tatlılar ve beyaz ekmek gibi basit karbonhidratlar posa oranı düşük olduğu, yüksek kalori içerdiği ve kan şekerinin hızlı yükselip düşmesine yol açtığı için çok az tüketilmeli.
Basit karbonhidratlar aynı zamanda kilo artışına, yorgunluğa ve birçok kronik hastalığın da beraberinde gelmesine neden olur. Sürekli yorgunluk yaşamak istemiyorsanız rafine şeker ve şekerli yapılmış gıdalar yerine, tam buğday, bulgur, yulaf, bakliyat, sebze ve meyve gibi besinleri porsiyon kontrolüne dikkat ederek daha fazla tercih etmekte fayda var.
Aşırı kafein tüketimi anksiyete, baş ağrısı, sinirlilik, huzursuzluk ve uykusuzluğa bağlı yorgunluğa neden olur.
Yetişkin bireyler için günlük kafein tüketimi ortalama 250-300 mg olmalı. Bu da günde 1-2 kupa filtre kahve ve bir fincan Türk kahvesiyle karşılanır. Ancak kafeini günlük miktarların çok üstünde alan kişiler için birden aşırı azaltmak doğru değildir. Olması gereken dozlara ulaşmak için yavaş yavaş günlük alacağınız miktara ulaşmak, yoksunluk belirtilerini daha kolay atlatmanızı sağlar.
Protein yetersizliği zamanla vücutta kas kaybına neden olur. Vücut direnci azalır, metabolizma yavaşlar. Uzun süreli yetersiz protein alımında vücut kendi dokularındaki proteini kullanmak zorunda kalır. Bunun sonucunda vücut ağırlığı azalır, halsizlik, anemi (kansızlık) ve ödem (şişlik) oluşur ve kişi kendini daha yorgun hisseder.
Yetişkinler gün içerisinde kişiye özgü porsiyonlarda proteinden zengin olan et, tavuk, balık, yumurta, peynir, süt ve ürünlerini tüketmelidir. Sporcularda günlük alınması gereken protein miktarı artarken, bazı hastalıklarda bu miktarın kısıtlanması gerekebilir.
Düşük kaloriyle beslenildiğinde ve öğün atlandığında kan şekerinde düzensizlik meydana gelir. Bu sebeple halsizlik gelişir ve kişi kendini yorgun hisseder. Bunu önlemek için öğün düzeni sağlanmalı, her gün yemek saatleri düzenli olmalı.
Alkol kanda oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerinin sayısını düşürür. Bu da anemiye (kansızlığa) neden olur. Anemisi olan kişilerde halsizlik, yorgunluk ve nefes darlığı gibi belirtiler ortaya çıkar. Bunun dışında kişi yoğun alkol alımının ertesi günü huzursuzca erken uyanma, baş ağrısı, susuzluk ve mide bulantısı (Hangover sendromu) hissiyatları ile güne başlar. Bu da kişinin yorgunluk hissiyatının daha fazla artmasına neden olur.
Magnezyum eksikliği, yorgunluk, kas krampları, zihinsel problemler, düzensiz kalp atışı ve osteoporoza sebep olur. Yoğun yorgunluk hissediyorsanız magnezyum eksikliğiniz olabilir. Bunu bir kan testiyle öğrenebilirsiniz.Magnezyum eksikliğini önlemek için düzenli olarak kabak çekirdeği, badem, kaju, çam fıstığı, ceviz, ıspanak, fasulye, mercimek, avokado, muz ve pırasa gibi bol miktarda magnezyum açısından zengin yiyecekleri gün içerisinde tüketmeye özen gösterin.