Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır. News Tanıtım

Sağlık Haberleri – Saglikussu.com

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Yaşam
  4. »
  5. Sarı kantaron yağının 9 faydası

Sarı kantaron yağının 9 faydası

admin admin -
47 0

Dünyada ve ülkemizde sarı çiçekleriyle bilinen sarı kantaron, ılıman ve tropik iklim bölgelerinde kendiliğinden yetişir.

Türkiye’deki her iklim bölgesinde yetişebilen sarı kantaron, Anadolu’da binbirdelikotu, kılıçotu, kanotu, yaraotu, kuzukıran olarak bilinir.

Sarı kantaron yağı, cilt sorunlarından sindirim sistemi kaynaklı birçok problem için kullanılır.

Nemlendirici özelliği nedeniyle saçlı ve saçsız deriye uygulandığında cilde daha parlak ve canlı bir görünüm sağlarken, düzenli olarak küçük miktarlarda içildiğinde mide ve bağırsak sorunlarına iyi geliyor.

Latince adı ‘Hypericum perforatum’ olan sarı kantaron bitkisi, ‘Hyperaceae’ familyasından.

Dünyadaki ılıman ve tropik iklim bölgelerinde kendiliğinden yetişen sarı kantaron, çok yıllık otsu bir bitki olarak bilinir.

Uzunluğu 70-90 santimetreye kadar çıkan bitki, çok dallanan kökleriyle kendi familyasındaki bitkilerden ayrılır.

Çiçekleri umbella olup, dalların ucunda bulunur. Sarı renkli çiçeklerde beş adet taç yaprağı, beş adet çanak ve üç demet şeklinde erkek organlar (stamenler) bulunur.

Sarı kantaron bitkisindeki etken maddenin yaklaşık yüzde 90’ı, çiçek bölümündedir. Bunun için tamamlayıcı tıp alanında bitkinin çiçek bölümü kullanılır.

Türkiye’de 96, dünyada 400 ve Avrupa’da 10 türü olan sarı kantaron, Asya, Avrupa, Avustralya ve Amerika kıtasının bir bölümünde yetişir.

Türkiye’de başta Ege Bölgesi ve Akdeniz olmak üzere iç bölgelerde de yetişir. Dünyadaki sarı kantaron türünün 46’sı yetiştiği bölgenin iklimsel ya da bölgenin yapısına göre şekillenir.

Endemik olan sarı kantaron, Batı Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’da kendiliğinden yetişir.

Sarı kantaron yağının güneş yanıkları, yaralar, cilt üzerindeki yüzeysel morluklara iyi geldiği belirlenmiştir.

Ayrıca ülser gibi mide bağırsak sorunlarında da kullanılır. Naftodiantronlar (hiperisin) ve fluroglisinoller gibi antioksidan, antienflamatuar, antikanser ve antimikrobiyal içermesi nedeniyle sarı kantaronun yara iyileştirici ve ağrı kesici etkisi de bulunur.

Özellikle piyasada satılan preparatlarının siyatiğe ve zehirli hayvan ısırıklarına iyi geldiği söylenir. Tarihsel süreçte, Eski Yunan ve Roma dönemlerine ait kaynaklarda sarı kantaron, akciğer, mide, bağırsak, böbrek ve idrar yollarının kronik hastalıklarında, gece idrarını kaçıran çocukların tedavisinde ve antimikrobiyel olarak kullanıldı.

Öte yandan yatalak hastalarda oluşan bası yaralarının tedavisinde etkilidir. Antik çağlardan günümüze kadar sarı kantaron, nörolojik ve psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılır.

Halk arasında başağrısı, hidrofobi, menopo, hipokondriyazis, nevralji, koksalji, tetani, paraliz ve spatik paraliz ile boyun tutulması, omurilik hastalıkları, spinal konvülziyon, spinal irritasyon gibi bazı nörolojik rahatsızlıklarda da kullanılır.

Türkiye’de çeşitli hastalıklara karşı etnomedikal kullanımı söz konusu olsada, ağır hastalıkların tedavisinde kullanılmamalıdır.

Özellikle kanser hastalarını hayatta tutacak esas tedaviyi öteleyen bu tür bitkilerin kullanılması çok etik değil.

Türkiye’de halk arasında yüzyıllardır soğuk algınlığına, şeker hastalığına, ülsere, mide ve bağırsak rahatsızlıklarına, karaciğere, sarılığa ve safra kanalı sorunlarına karşı kullanılır.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir